28 Mart 2008

Düşünüş Farkı

Bugün ki konumuz pek bir sosyal.

Şimdik efenim yakın zamanda gerçekleşmiş bir muhhabetin aklımda epey yer etmesiyle alakalı olaraktan bir şeyler karalamak geldi içimden. Muhabbetin konusu farklı kültürlerin yerleşmiş fikirlerinin kişilerde düşünüş farkı yaratması olayı.

Zamanında bir eğitimci, işi nedeniyle bulunmak durumunda olduğu Avrupa ülkesi İngiltere'ye çoluğu çocuğuyla birlikte taşınma durumuna girmiş. Uzun süre kalması gerektiği için ailesini de yanında götürmüş olmasının doğru olduğunda bende hemfikir oldum ki ailedeki çocukların eğtimlerinin belli bir kısmını İngiltere'de alacak olmaları ve yaşadığımız toplumun "yetişilen mekan" konusundaki öncelikleri düşünülünce, bunun ne kadar "bingo!" bir olay olduğunun farkına vardım.

İngiltere'nin griliğine taşınan ailede ilkokul çağındaki küçük kız yeni okulunu ve öğretmenini çok sevmiş, malumunuz bizim toplumumuzda öğrenci-öğretmen ilişkisi pek bir "ıtırcıkla pıtırcık" kıvamındadır. Gelin görün ki elin Avrupasında böyle bir sevdiceklik durumu yoktur. Öğretmen işini yapar, zil çalınca öğrenciler çıkar gider. Bizim küçük Türk kızı her ders bıcır bıcır olmakla kalmayıp tenefüslerde de gidip öğretmeninin boynuna sarılıyor öpüp kokluyormuş. Öğretmen hatun kişisi de bizim minik Türk kızını çok seviyormuş, böyle bir sevgiye alışık olmadığı için şaşırmakla birlikte çok da mutlu oluyormuş. Eğitimci babaya gelip (ki bakınız ülkemiz öğretmenleri, aile ile bir araya gelip öğrencinin durum ve gidişatı hakkında konuşur eder öğrencisini çocuğunda ayırmaz ama Avrupalılarda bu duyarlılık sadece filmlerde görülür) kızınız çok akıllı, çok cana yakın, çok farklı bir çocuk diyerekten övgüde bulunmuş.

İşleri bitip de ülkeye dönüş yapacakları zaman öğretmen hanım gelip şöyle bir teklifte bulunmuş ailemize; "kızınızı burda bırakın ve siz dönün ülkenize, biz araştırdık sizin ülkenizde okullar çok kalabalıkmış orda yazık olur bu çocuğa,sayısal zekası çok iyi siz onu bırakın gidin" vs vs... Bizim Türk çekirdek aile önce "hönk" tepkisi vermiş sonra da gülme krizine girmiş.

Bir de aynı dönem kürüsel ısınma nedeniyle beyaz tenli İngiliz çocuklarının, tenesüflerde maruz kaldığı güneşin zararlı ışınılarından etkilenmelerini azami dereceye indirme çalışması yapılmış ülkede. Bir bilen başka bilenleri toplamış ve "bu çocuklar tehlike altında, en azından tenesüfe çıkarken öğretmenleri bu çocuklara güneş kremi sürsün, öyle çıksınlar güneş altında oynasınlar" demişler. Hatta bunula ilgili tasarı bile hazırlamışlar, ama bu fikir öğretmenler tarafından kabul edilmemiş ve tasarı rafa kaldırılmış.

Sizce neden kabul edilmemiş dersiniz. Öğretmenler bunun "cinsel taciz" suçu sayılabileceğini öne sürmüşler. Okurken sizin aklınıza "külfetli bir iş" olduğu gelmiş olmalı. Toplum olarak bizim ilkokul çocuklarına güneş kremi sürme işine olumsuz bakışımız en fazla bu kadar olur çünkü.

İşte bu; farklı kültürlerin yerleşmiş fikirlerinin kişilerde düşünüş farkı yaratması olayıdır.

Küçük kızımızı tabi ki bırakmamışlar İngiltere griliğinde, ailesiyle birlikte ülkemize döndü ve 30 kişilik bir sınıfta eğitim hayatına devam etmekte.

1 yorum:

Phaedrus dedi ki...

güneş kremi mi güldüm bak şimdi xD ilginç bir zihniyet tabii

Kırlangıç Sorunu

İki yıldır ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyorum. Neden ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyor...