03 Mart 2012

...


çok ironik bir şey söyleyeceğim size. ya da daha doğrusu yazacağım... size anlatır gibi yapıp birine duyurmak isteyeceğim kelimelerimi... tüm defterlerimi çalıp yazdığım her şeyi ortaya çıkarmak isteyen o kişiye ya da... her neyse...

1 şişe viski içip kendi eksenim etrafında döndüğüm fakat yine de temkinli olup kendimden geçmemeye inat ettiğim şu an da aklıma sadece "onun" gelmesi ne büyük bir saçmalık...

böyle bitmemeliydi, birimiz bitti demeden önce koparmamalıydık bağlarımızı ve dillendirmediğimiz ilişkimizi bitirmemeliydik, daha başlamamışken...

komiğiz gerçekten, trajik ve komik...

kadınlara aşık olabilseydim keşke, onlar hissettiğim boşluğu anlayabilirlerdi çünkü...

3 noktalardan nefret ediyorum bazen ve Olafur'u dinlemek iyi gelmiyor nedense...

gecenin bir vakti pis havuza atlamak geçiyor içimden ama soğukluğunu düşünüp ürperiyorum sıcak yatağımda... işemem lazım ama iğrenç bir zevk duyuyorum kendimi son ana kadar tutmaktan...

yarın sabah, ki normal insanların tatili olan gündür yarın, erkenden bir toplantım olduğu ve zerre ilgilenmediğim ama ilgilenmiş gibi göründüğüm konularla ilgili gerçekten çok değerli laflar edeceğim ve gerçekten de 2 saat boyunca konuşacağım gerçeği sadece kalbimi acıtıyor...

ne zaman bu derece değersiz bir ruh oldum, bu kadar soyutladım benliğimi hayallerimden ve "diğerleri"ne dönüştüm, bilmiyorum...

eskisinden daha çok gülüyorum çünkü gülmek sosyal bir davranış şekli artık yaşamımda... oysa kimsenin fark edemediği acı gerçekleri dile getirip ağlardık ve sarılırdık biz birbirimize, her şey yolunda gidecek diyerek...

artık her şey yolunda ve ben deli gibi anneannemi özlüyorum, yanımda duran mendil kutusunu yavaş yavaş boşaltarak... 3 noktalardan nefret ediyorum bazen ve Arnalds'ı dinlemek doldurmuyor içimdeki boşluğu...

piyanoları özlüyorum sonra ve küçük kardeşimi... keşke yan odada uyuyor olsaydı yine ve ben üstünü örtme bahanesiyle gitseydim yanına, usulca sevseydim saçlarını...

yarın sabah düzelecek her şey çünkü uyku bu iğrenç kalıbıma geri sokacak beni... sabah insanlara gülümseyeceğim ve sonra akşama kadar işle ilgili konuşacağım en çok hangi şarkıyı sevdiğini bilmediğim insanlarla...

içimde bir yerler özleyecek seni ama yeni insanlar, yeni yerler ve yeni tatlar keşfedeceğim... bir gün gelecek, artık bir şişe viski içtiğimde sen gelmeyeceksin aklıma ve ben "neden" diye sormayacağım ve kendimi suçlamayacağım...

çünkü zaman geçecek ve hiç bir şey eskisi gibi olmayacak...

büyüyeceğiz... bu tuzağa düşeceğiz ve fransızca küfürler edeceğiz...


Kırlangıç Sorunu

İki yıldır ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyorum. Neden ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyor...