Normal bir insanım ben de, oturup şu blog sayfasına aklıma geleni yazıyorum. Özenerek yazmıyorum diyemem ama çok da dikkat ettiğimi söyleyemem.
Çalışma halleri yazılarımdan bir kaç tanesini okudunuz, yorum gelmedi ama açıkcası yayın evlerine ve isimleri yazar kisvesi altında anılan kişilere okuttuğum hikayelerim, o tür yazılardan oluşuyor. Şimdiye kadar geçiştirilerek cevap almadım hiç. Yani olumsuz veya olumlu aldığım her yorum ve eleştiri, durup yazdığım şey hakkında düşünülerek yapıldı. Biririnin yazdığım şeyi okuyup beğenmediğini belirtmesi ve bunun açıklamasını yaparak "şu şu şu" demesi, şimdi içinde olduğum durumda, bulunduğum noktada, benim gibi biri için çok yüceltici bir hareket. Beş kuruş kazanamayacağım işlerden birinin peşinde çoşkuyla koşturuyorum ve bundan çok memnunum. Her gün birşeyler yazıyorum ilerde kullanırım diye. Blog sayfama yazdığım günlük yazılardan çok farklı, ciddi ciddi oturup mideme krampların girmesine neden oluyorum.
Nerden nereye atladım okuyucu, aslında ben sana her gün yazdığım o küçük notlardan çıkardığım yaşam özetimi yazacaktım. İnanmazsın 2-3 yıl arayla aynı cümleyi yazmışım bazı günlere. Aslında tam da cümle denemez, eğer o gün yapmaktan zevk aldığım şeylerden birini yapmışsam, koca sayfaya sadece o eylemi veya kelimeyi yazmışım.
Çoğu insan gibi bende bir ajanda sahibiyim. Her gün mutlaka bir şeyler yazıyorum ajandama (ki bakınız 1998 yılından beri her sene bir ajanda doldurmuşluğum vardır hala da saklarım o ajandalarımı) ama günlük yazar gibi değil. Gece yatmadan önce, 5-6dakikamı harcıyorum ajandamın o günki sayfasında. Durup düşünüyorum "ne oldu bugün ne değişti ne gelişti" diye. İnanın insan dinginleşiyor, günün kısa bir gözden geçirilişi yatağa huzurla girmenize neden oluyor.
Biz insanlar bize ait küçük şeylerin olmasını seviyoruz. Bir şarkı, bir kişiyle paylaşılmış bir an, o anları hatırlatan şeyler.
Yani, kişinin hayatını şekillendiren şeyler var cidden, sevdiği kokular, tatlar, duymaktan zevk aldığı sesler, görünce sevindiği kişiler... Bunun gibi bir çok şey "en" listesi yapmamıza neden olan şeyler sanırım. Herkesin "en" listesi vardır, yani olmalıdır. Kesin vardır yaw. Hatta her geçen gün listenize yeni bir madde eklenebiliyordur ve fark etmiyorsunuzdur belki de.
Farkında olmak lazım. Farkına varmak lazım.
Ajandalarıma dönüp nostalji kıvamında saatler geçirdiğim şu günlerde, uzun zamandır gerçekleştirmediğim "en"lerim olduğunu fark ettim. Oturup yılların birikimini gerçek bir liste haline getirmeye karar verdim. Hala yazmaya devam ediyorum, bazı maddelerde dalıp gidiyorum. Ama ruhsal açıdan çok doyurucu bir eylem olduğunu düşünüyorum. Kendi kendinizin psikoloğu oluyorsunuz sanki. Yaşanmışlıklara geri dönüp o yılları tekrar düşünüyor, şimdiki zaman için bir yol haritası çiziyorsunuz.
Yakında yazarım "Aydınlık Haller" imi.
Yanaktan makas aldım...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Her Şey Yerli Yerinde
Babam öldü. (şekere bağlı kalp yetmezliği -covid nedenli- babam şeker gibi adamdı zaten) Yeğenim doğdu. (kendime teyze diyorum, hiç zorlanma...
-
Mart; pisileri dama göçermiş. Yoldan geçen adam yakacak kürek arıyor. Adet yerini bulsun diye. "yine çook eskilerden bir hey corç"...
-
Peki biz 2 gün boyunca ne yapacaktık bilgisayarsız. Bizler bağımlıydık o alete. Evde yapacak bişi de yoktu. Laptop ablamdaydı, ablam okulday...
2 yorum:
bugün bütün emeklerimin heba olduğunu yüzüne karşı acımasızca belirtmek isterim. dün gece okadar dayandım ki kendimi tebrik ediyorum. biraz kilo bile vermiş olabilirim çünkü bir öğün yemek yedim. yatmadan önce bok gibi hissetmeye başlamıştım. yatağa kafamı koydum. kalbim ve vucudum uyuşmuş, boşlukta uçuyormuş gibiydi. bu tür paranoyalarla sarmaş dolaş uyumaya koyuldum. sabah 12 de kalktım. etrafa iğrenç bir bakış attım. amına koyim gene yapcak bir şey yok dedim.film izledim kitap okudum ama inanır mısın 6'ya kadar dayandım. tekrar yine yeniden uyudum. 2 sularında uyandım. olay mahali ve dünya her şey aynıydı. suç kanıtları yasık, yorgan, çarşaf suçlunun altından çıktı. ve şuan saat 6 ayaktayım. gece korkular bastı gene. kafa üstü düşmüş gibiyim. cezamı çekiyorum. velasül-i kelam çünkü..
"entelnektüelim ulan sonuna kadar sıkıcıyım" diyen insanlar vardır. tolostoy amcanın bunların götüne şaplak atarcasına bir cevapı vardır çok severim;
"insan başka hiçbir zaman ruhsal bir çoşkunlukanında olduğu kadar bencil olamaz. böyle anlarda, dünya kendinden daha güzel, daha ilginç bir şey olamazmış gibi gelir ona."
buna inanabiliyor musun? omg wtf
içinde kabaran bir paylaşımcılık değil dizginliyemediğin bir bencillik karşındakini hiçe saymak. senin çok ilgini çeken karşında ki için bazen çok anlamsız olabiliyor. çok kaos olaylar bunlar. ben varım bu işlerde.ben ben ben ben sıçarım böyle yaşantının, anlayışın içine.
içimdeki bencilliğin tavan yapması sebepiyle sana bir şarkı yolluyorum kaç gündür bunu dinliyorum anlıyor musun? gerçkten basslar çok etkileyici bu cemiyet insanların basscısı çok kıyak. supardinde bunu açıkca gördüm. çok gaddar çalıyor. ufff salak!
http://rapidshare.com/files/103445182/icine.mp3.html
senin için upload ettim üşenmedim. çok yorucuydu gerçekten. sözlerimi şu özlü sözlerle noktalıyorum.
CcC TÜRK SİKER TÜRK OLMAYAN PİÇTİR CcC
Futbol ŞİDDETTİR,HOLİGANLIKTIR,Futbol adam BIÇAKLAMAKTIR!
CCC u.s.a gizli servis/ülkü ocakları başkanlığı CCC
Düzenli uyku, evet. Mouse'u tutmaktan soğuyan elimize çare bulamamakla aynı bu da.
Yorum Gönder