22 Eylül 2008

Alaturka Yaşamak (bir ay için bile olsa...)

Ramazan'ın en sevdiğim yanı iftar yemeklerine davetli olmak. Şöyle ki beleş yemek bir yana, muhabbetti sazdı sözdü pek bir farklı eğlenceli oluyor.

Geçen haftasonu iftar yemeğine gidip yemiş içmiş sonrada futbol izlemiş, playstation oynamıştık gece saat 1'e kadar falan. Eve 3 gibi dönmüştük. Kalabalık sofralarda "hahaha hihihi hehehe" şekilinde tıkınıp muhabbet etmek, sonrasında çay kahve içip sevdiğin insanlarla takılmak çok güzel bir şey. Arkadaşlarla bar ortamında müzik dinleyip eğlendiğimiz, konsere gidip coştuğumuz zamankinden çok farklı bir hazzı var bu iftar yemekleri olayının. Bir kere tamamen alaturka... Mis gibi yemek olayı var, cips bira pizza falan kurtarmıyor yani, adam gibi donatılıyor sofra. Oruç tutmasan bile o top atılıp ezan sesini duyana kadar oturup bekliyorsun diğerleriyle, çocukken oruç tutmaya çabalayıp akşama kadar dayandığım ama ezana 2dk. kala önümdeki ev yapımı mis gibi erik suyunu mideme indirdiğim zaman geliyor aklıma her sofra başı beklemelerimde, farklı bir mutlu oluyorum "ahaha" diye kıkırdıyorum hatta.

En az 2 demlik çay tüketiliyor yemek sonrasında, arada bir yerde türk kahvesi geliyor mis gibi... Fal falan bakmaya çabalayıp kahkahalara boğuluyoruz, güzel oluyor. "Annem olsa süper sallardı hacı!.." diyorum çevremdekilere. Geçen haftasonu katıldığım süpsüper iftar yemeğinin ardından ev sahibinin zorlamasıyla bir güzel kareoke bile yaptım okuyucu sorma! "Benzemez kiiiiimse saanaaa, taaavrına hayraaan oolaaayıım" diye yeri göğü inlettim. Dedim ya herşey alaturka, babamın TRT4'te dinlediği o güzel parçaları çalıyoruz fonda, alttan alttan geliyor mis gibi.

Bu geçtiğimiz haftasonu icabet ettiğimiz iftar yemeğinde ise, yine yiyip içip muhabbet olayına girmişken içeri bir gramofon getirdiler efenim, bildiğiniz o eski çok eski taş plaklardan çalındığı alet. Çızırtılı böyle... Türk sanat müziği büyüledi herkesi yalan değil, hani normalde hiç birimiz denk gelmediği sürece özel bir istekle açıp dinleyecek değiliz o parçaları ki zaten çoğunu bilmediğimizi fark ettik o gece. Ama oturup kendimizden geçerek dinledik her notayı...Antika meraklısı T. Bey sağolsun taş plaklarını çıkardı bizim için gün ışığına, kıymetlilerini... Ciddi ciddi dokundurmuyor adam, alıp bakıyorsun bi sonra hemen hop kılıfını geçirip ahşap saklama kutusuna. Çizilmesin, başına birşey gelmesin diye ne kadar özen gösteriyor bilemezsiniz. Hayran kaldım bu sene 2. keredir birine. Türk sanat müziği dışında eski fransız ve amerikan plaklarını da çaldık ki ben Edith Piaf çalarken kendimden geçtim okuyucu. Yüksek çözünürlükte, bilmem neli kelli felli kaliteli ses sistemlerimiz var eyvallah, ama hiçbiri o eski gramofondan çıkan sesin yaşattığı duyguyu yaşatamaz sanırım.

Bir de ramazan ayının insanı içine çeken o alaturkalılığın etkisi var tabi. Bir eski edebi eserin içinde yaşıyoruz havası... Eski istanbul zamanı,cumbalı ev havası... Süslü fincanlarda türk kahvesi içmenin keyfi çok çok başka, anlatılamaz. Modernleşmenin ortasında sıkışıp kalmış, benim gibi, çocıkluğu sıcak renklerle geçerken, hızlı bir yenileşmenin içine bir anda düşmüş biri için, iftar yemeklerinin yeri çok çok ayrıymış onu fark ettim...


ÇukurNot: Dinlediğimi taş plakların etkisinde kalıp çok güzel bir albüm edindim efenim, onu dinleyip yazıyorum zaten yazıyı =D Bilindik kitabevi ve müzik marketlerden ulaşabilirsiniz, ya da ben üşenmezsem isteyene upload edebilirim ehehehe... Agop'un Meyhanesi, Kallavi Meyhanesi, KorNiko'nun Meyhanesi,Topal Yorgo'nun Meyhanesi, Madam Despina Meyhanesi, Kumkapi Meyhaneleri diyerekten 6 adet cdden oluşan bir set. Taş Plak Meyhaneleri adında, tadında... Arada nostalji yapacağım alaturka!!!

9 yorum:

Sycorox dedi ki...

Evet Ramazan yemeklerini,davetlerini çok seviyorum bende...Ayrı bir tat veriyor...

La Santa Roja dedi ki...

Bu dediğini aileyle birlikte otururken yaşardım ben. Kendim ve arkadaşlarım "bekar" evlerinde yaşamaya başladıktan sonra alaturka düzen istesen de kurulamıyor bir akşamlığına bile olsa :( Özendim valla...

(Süper)Cem dedi ki...

Açıkçası bu olaylardan bıkmış, misafir olaylarından pek haz etmeyen bir adamım. Gitmesini de sevmiyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmesi gayet daha old school hazlar salıyor bünyeme. İnsanların bu tarz olaylardan haz alması pek hoş çarpı trilyon bir orgasm olabilir ancak bana birşey ifade etmiyor malesef. Yıktım içimde yaşayan o eski çağ adamını sanırım. İki kere davet edildim bu sene, ikisi de aile merasimi. Yedik içtik, o kısmı güzeldi ama sonrası aynı sıradanlık. Üzgünüm Leyla, bu işler beni dişler :s

Böcek dedi ki...

aileyle de arkadaşlarla da.. iftar sofrasının ramazan ın tadı hiç bir zaman başka birşeyin yerini tutmuyor.

babegazelle dedi ki...

nostaljik şarkılara meyhane müziğine ben de bayılıyorum daaa yanına rakı yakışıo o şarkıların beee,ramazan ramazan aklıma karpuz kabuğu düşürmemeliyiiim hayııııır:)))

Phaedrus dedi ki...

plak dedin, piaf dedin, trt4 dedin o paragraftan sonra bir garip oldum gerisini yakalayamadım ben Mimi hanım...

øττøṃαṉṡ dedi ki...

sizde bu üşengeçlik oldukça biz o güsel parçalardan mahrum kalacağız sanırım :( ühühüh

erdem dedi ki...

ayıp sana
olan var olmayan var
sizin gibi bir insana hiç yakıştıramadım açıkcası. gerçi alıştım yapmadığım şeylerin gözümün önünde yapılmasına.
mailleri ihmal ediyorsun kalbim kırılıyor.

ş:301

m:65

erdem was here...( hep mi film gibi yaşar bi insan.3 nokta tam uydu itiraf et)

mimi wonka dedi ki...

Sycorox; aslında iftar davetlerini pek sevdiğim söylenemez, yazıda onu belirtmemişim tam ama daha çok daveti kimlerin verdiği önemli benim için sanırım, tadı o zaman çıkıyor ve unutulmuyor, haklısınız.

Alice bacım; bacım dedim bir an kendimi hislerine hakim olmak isteyen bir tanıdık erkek kişisi gibi hissettim kötü oldu, neyse... Bekar evlerinde daha güzel kuruluyor aslında bu alaturka düzen, hani bir gece için bile olsa çilingir sofranı TS müziğini alıp demleniyorsun arkadaşlarla, bekar evleriniz "düzenli aile yaşamı" evlerine dönmeden deneyin derim zevki bir başka.

Süpsüper Cem beyciğim; hacı sen ramazan olayına takıksın ondan bence haz etmiyorum diyorsun, hani dediğim rakı içip demlenme TS müziği dinleyip efkarlanma olayı tam senlik bence, ne biçim alkolik hareket destekleyicisi bir herifsin azizim sen ya! Rakı-Balık metalci bünyesini bozmaz merak etme ehuhehe=) (canım çekti lan!..:mü)

Canım Cicim hanım; ramazan pidesi ve donatılmış bir sofra olduğu sürece ramazan ayı dışında da yaşıyorum ben o duyguları aslında, ama tabi bu geçtiğimiz ayın anlattığım gibi çocukluktan kalma bir "eski kokuları duyumsama" hissiyatı var, işte o başka birşeyin yerini tutmuyor.

Babegazelle; ramazan bugün itibariyle bitti, bayramı meyhanede kutla derim, İstanbul'da isen Ortaköy'e gelin derim, gözüm ısırır belkim :)

Aklıma rakı-balık muhabbetlerimiz geldi be Turşucuuğum. Hey gidi hey!.. Yalnız plak işi muhteşem, cızırtılı falan, bizim evdeki eski pikabı ortaya çıkarıp bir kaç taş plak edinmemiz lazım, arkadaşım Musti'de Elvis 45likleri vardı onları aşıracağım hiç olmadı, yardıma gel! xD

Ottomans; uygun bir zamanda hepsini upload edip iliştireceğim blog sayfama, söz.

Erdem; ... (itiraf ediyorum noktalar tam uymuş)ayrıca evet ayıp bana,Allah da beni kahretsin! Döndüğünde konuşuruz, mail yazıyorum işim var, sahnene dön sen geliyorum ben.

30 Eylül 2008 Salı 03:40

Kırlangıç Sorunu

İki yıldır ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyorum. Neden ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyor...