26 Haziran 2011

26.06.2011

17.slimi söndürüp bloga damladım ki "yaz" diyerek kısa ve öz bir şeklide bana blog açma amacımı hatırlatan isimsiz yorumcuya teşekkür edeyim.

Sağol okuyucu, yazıyorum ama pek yavan olacak çünkü düşünmek önceliklerimden biri değil bugün. Yine de çalakalem bir Mimi Nerede Ne Yapıyor zırvası yazma isteğindeyim.

İlk olarak dün gece MFÖ izleyeceğim diye sıçan gibi ıslandım. O kadar votka portkalın üstüne duş almaya üşeniyordum ama attım kendimi suyun altına ayılıp kendime geldim böylece. Saat 1 olmadan kuzenlerim gidip yattı ki sabah 6'da tatile gitmek için yola çıkabilsinler. Hafta boyu "bu sıcakta Antalya hiç çekilmez yahu" önermemin dışında, "sende gel Mimiciğim bir fark ödemeyeceğiz zaten." şeklindeki istekleri reddetmemin başlıca nedeni normal maaşı olan bir iş arıyor olmamdı. Antalya harbiden sıcaktır şimdi ama... Bir de arabayla kaç saat sürer oooo sıkılırdım ben yolda:/

Sigaraya abanmam belki de bu sıkıntılı dönemle alakalıdır. Gerçi benim sigara içmem de alkol kullanımımla eş değer. Uzun süre içmeyip şişe(ler) dibe varana kadar devam ederim ve sonra 3-4 ay o şekilde bir tüketime gitmem. Arka arkaya sigara yakmayalı da olmuştu baya, özledi belki bünye, bugün sigara günüm.

Evden çıkıp yiyecek bir şeyler almam ve mail kutumda bekleyen bir kaç "cep harçlığı" işini yapmam lazım. Evden çıkarken çöpü de atmam lazım ayrıca, rutine bağlanmış bir yaşamın ilk belirtisidir evden çıkarken çöpü de yanına almak. Yine de şikayetçi falan değilim. Salı sabahı bir adet görüşmem var ondan sonra artık duruma göre yaz boyu ya İstanbul'da kalırım ya da başımı alır Yalova'ya giderim. Bisiklete biner, spor yapar, havuza girer, geceleri de yürüyüşe çıkar ve eve dönüp kutu oyunu oynarım. Yaz için iyi bir aktivite listesi bence. Bakalım...

Sevgili Phaedrus Temmuz'da İstanbul'a teşrif edecek, Patrick Wolf konserine gidip gezeriz tozarız yeriz içeriz diyoruz. Ki evde oturup dünyayı kurtaracak muhabbetlerle zaman harcarız belki de hiç belli olmaz. Sonuçta önemli olan Phaedrus'un geliyor olması gerisi boş.

Böyle işte kısa bir özet hayatımdan. Size ne belki ama anlatmak iyi geliyor biraz da.
Ara sıra şuraya bakın elime ne geçerse savuruyorum sık sık, blog üzerindeki ölü toprağını atana kadar oradan paslaşırız belki.

İyi kalın, hayatta "kötüyüm ben kötüyüm" triplerine girmeye yetecek kadar zamanımız yok.

2 yorum:

(Süper)Cem dedi ki...

ne tarz bir iş arıyorsun? teknik amele yapalım seni. kapak yıkayarak başlarsın. sonra ufak arızalar verilir sana. onlarla elin alışır. sonra biraz daha sert arızalar veririz eline. derken 1 yıl içinde diyarbakır karpuzu gibi olursun içten içe. nasıl olduğunu fark etmezsin bile. babamın köyden getirip bizim bahçeye diktiği nar sopalarından çıkan minik fidanlar gibi. keyifli bir şey yani farkına bile varmadan uzmanlaşmak. tabi teknik amele olmanın süper bir yanı yok, bunu gizlemiyorum. ama uzmanlaşabilir ve bunun tadını çıkarabilirsin (sana maddi olarak pek bir şey kazandırmasa da ehehe):P

selamlar..

mimi wonka dedi ki...

Selam.

Aklımda bu teklifin, eğer yakın zamanda lotodan para çıkıp kendi işimi kurma (ne işi olacağıyla ilgili hiç bir fikrim yok önce paranın lotodan çıkması lazım) hayalimi gerçekleştiremezsem ve iş aramalarım bu derece acınası geçmeye devam ederse, kapını çalarım.

Kırlangıç Sorunu

İki yıldır ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyorum. Neden ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyor...