14 Temmuz 2008

Tesadüf dediğin nedir ki arkadaşım?

.
.
.

"Senin için en güzel tesadüf ne olurdu?"
diyerekten, sayın Buz Cevheri tarafından mimlenmişim sevgili okuyucular. Gereğini yerine getiriyorum hemen, soruya bağlı kalır mıyım, bunu başarabilir miyim bilemiyorum. Önce bir açıklama notu ile başlamalıyım sanırım.

Tesadüflere inanmam diyen insanlardan olmadım hiç. Ama her küçük şeyi tesadüf olarak anlamlandırarak "olasılıklara" bel bağlayan biri de olmadım. Tesadüfler sadece eğlence için dillendirdiğim şeyler sanırım. Yolda karşılaştığım eski arkadaşlar veya eve geldiğimde en sevdiğim yemeğin pişirilmiş olması durumu benim için tesadüftür ve eğlencelidir... Tesadüfleri, hayatımda değişiklikler yaratan kozmik bir gücün etkisi olarak görmem yani. Gerekli duygusal derinliğe sahip olmama rağmen "tesadüflerin hayatımızdaki yeri" konulu derin mevzuları göz ardı etmekten yanayım sanırım. Daha fazla karmaşıklaştırmadan "Senin için en güzel tesadüf ne olurdu?" sorusuna döneyim en iyisi.

Ben için en güzel tesadüf en eğlenceli ve anlaşılmaz olan olay(lar)dır efendim. Şöyle ki; yıllar evvel henüz bilgisayarımızın, dvdmizin falan olmadığı bir dönemde tek eğlencemiz olan televizyonumuzda en sevdiğimiz çizgi filmimizi izlerken, akşam oynayacak olan iğrenç bir filmin tanıtım reklamını görüp;

-Aman yani bu ne şimdi, keşke "Pamuk Prenses: Bir Dehşet Masalı" olsa da izlesek, ne güzel olurdu dimi ya.
- Evet ya keşke olsa da izlesek...

muhabbeti yapmıştık sevgili ablacığımla. Reklamlar bitince filmi bir kenara bırakmış ve muhteşem çizgi film Transformers'ı izlemeye devam etmiştik. Filmi falan unutup klasik "Decepticonlar saldırın, Autobotlar dönüşün" muhabbetimize başlamıştık çoktan. Çizgi filmimiz bitip de akşam yayınlanacak sinema kuşağının reklamı tekrar ekranımızı süslerken "bu ne yani şimdi" dediğimiz filmin gidip yerine "keşke olsa da izlesek" dediğimiz filmin geldiğini görerek heycanlanmış, tabiri caizse delirmiştik.

Uzun süre elektronik aletlere hükmedip istediğmiz şeyleri gerçekleştirebileceğimiz inanışı ile yaşadık, yalan değil.Bunda, Transformers izleyip kendimizi Decepticon ve Autobot sanmamızın da etkisi vardı tabi ki. Sonuç olarak inanılması güç ve olasılığı düşük bir tesadüftü yaşadığımız, ama o zaman bile bu olayı tesadüf diye nitelendirmek yerine kendimizi üstün varlıklar olarak görmeyi seçmişti(m)k.

Bunun gibi olayları yaşamak benim için güzel tesadüflerdir. Mesela; sevgili okul arkadaşım Stefan'ın, katılımın fazla olduğu bir derste oturacak yer bulamayarak açık olan pencere kenarına tünemesi, benim içimden "düşşe ne komik olur lan" gibi bir düşünce geçirdiğim anda sarsılması ve yanındaki arkadaşı yakalamamış olsa, pencereden aşağı yuvarlanacak olması durumu gibi. Herkes "ayyy aman dikkat" derken benim kıkırdama nedenimi kimseye açıklayamamış olmam farklı bir utanç nedenim olsa da hiç pişmanlık duymuyorum.(gerçi 4.kattaydık, Allah korudu yine de :p)

Düşünüyorum ve benim için en iyi tesadüf Taksim'de aylak aylak dolanırken, arayıp yanıma çağıracağım arkadaşımın, karşıdan el sallayarak bana doğru geliyor olmasıdır. Boşuna arayıp faturamı kabartmış olmaktan kurtulmuşumdur çünkü. Ya da kitap alırken sohbet etmeye başladığım biriyle arkadaş olup tanıdık haneme birini daha eklemiş olmamdır. Veya çok sevdiğim bir şarkıyı dinleyen genç elamana "sesi dışarı ver bizde duyalım aslanım" şeklinde takılmamdır. Bu akşam eve durup dururken pizza gelsin mesela, tesadüf bu ya pizzanın sahibide lisedeki edebiyat hocammış meğersem, siparişi de peşin ödemiş kartla. Bana sadece pizzaya yumulmak kalıyor....

Eğlenceli şeyler yapmak ve eğlenceli şeylerle karşılaşmak isteyen birinin tesadüf anlayışı bu kadar olur, idare edeceksiniz artık, kasıp çok duygusal şeyler de yazabilirim isterseniz. Mesela Joni Dep hayatının aşkının ben olduğumu anlayarak, ilk jetle bizim evin önüne iniyormuş-muş-muş....

Yani; tesadüf dediğin nedir ki arkadaşım?

Yaşamı istediğimiz yöne çekiştirmemizi sağlayan küçük olaylar, unutulan bazı şeylerin unutulmamış olduğunu hatırlatan anlar, bazılarımız için gülümseme bazılarımız için gözyaşı dökme nedeni. Tesadüflere bakışımız da parmak izlerimiz kadar farklı yani.. Sen kendininkilerden bir gemi yap derinliklerde kaybol istersen, ben beniminkilerden bir kuş tüyü yatak yapıp üzerinde zıplayayım... =)

Unutmadan, bu mim işinde yeni olsam da topu başkasına atmam gerektiğini biliyorum ve bu mimi Alässe isis , Alice in Wonderland ve Biz Vahşi Batıda Sakız Çiğneriz 'e paslıyorum. Tutup tutmamak sizlere kalmış. Kolay gelsin efendim.

3 yorum:

Phaedrus dedi ki...

uzun zamandır güzel bir tesadüfle neşelenmediğim için yazdıkların biraz üzdü beni. ne biliyim lazım arada güzel tesadüfler. önce şaşırıp sonra kahkaha atmanı sağlıyacak vs vs...
hoş bişeymiş bu mimleme daha insancıl bir bilgisayara geçtiğimde öğrenirim senden 8)

Adsız dedi ki...

Senin tesadüflerinden korktum. Çocuk iyi ki düşüp de pekmezi akmamış ve sana da sadece kıkırdamak kalmış.=)

wt dedi ki...

tuttum saklıyorum dur mimi. aklımdaki tam da bu konuda karalancak bi durum

Kırlangıç Sorunu

İki yıldır ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyorum. Neden ormanın ortasına inşa edilmiş güzel bir sitede yaşıyor...