Babam öldü. (şekere bağlı kalp yetmezliği -covid nedenli- babam şeker gibi adamdı zaten)
Yeğenim doğdu. (kendime teyze diyorum, hiç zorlanmadım)
5 tane kedim oldu. (2. kediden sonra hepsi 3. kedi)
Hala çok sosyalim, bir sürü arkadaşım var. (ve hala en iyi arkadaşım yok)
Artık vapurlarda sigara içemesek de çatılarda bira içmeye devam ediyorum. (sağ kolumdaki resveratrol dövmesine rağmen eskisi kadar çok şarap tüketmiyorum, dost meclislerinde aslan sütü insanı, evde kokteyl düşesi oldum)
Hala arada Slsk açıp muhabbet edecek kimse var mı diye bakıyorum... (geçmişe özlem)
Balkondaki limon ağacını düzenli suluyorum ki yaptığım kokteyllere kendi yetiştirdiğim limonun suyunu eklemeyi hayal ediyorum. (yaşlılık belirtisi)
2024 için tek hedefim Mubi'de her gün bir film izlemekti... (başarısız oldum)
Çantamda kitabım kalemim ve defterim hala var. (eskisi kadar söyleyecek bir şeylerim yok ama)
Hala kırmızı ruj sürüyorum... (alışkanlıklar)
Olur olmaz her şeye, herkese kızıp sonra unutuyorum...(olması gereken)
Konserlere, oyunlara, sinemaya, dansa, restoranlara, ev davetlerine, sahillere, ormanlara ve sadece sağda solda gezmelere hala gidiyorum.
Dinliyorum, izliyorum, kabul ediyorum, kimseden de bir şey beklemiyorum.
Çünkü hiç bir şeyim az değil ama çokların da peşinde değilim zaten.
Dünyanın gerçekliğini de kabul ettim ki zaten insanların özünde iyi birer canlı olduğuna hiç bir zaman inanmamıştım.
Tekrar tekrar okuduğum kitaplar, tekrar tekrar izlediğim filmler hala var. (Ama artık sonlarını değiştirmek istemiyorum.)
Yapmak istediğim çoğu şeyi yapamadım ama gerektiği kadar çabalamadım da...
Aynaya bakınca mutsuz birini görmüyorum. Mutsuz da hissetmiyorum. Ama yaşamın amacı sadece mutlu olmak mı, bilmiyorum.
Ben iyiyim okuyucu, zaten burda yaşadığımız gördüğümüz her şey çok kötü artık.
Doğru düzgün çizgi film bile yok.
İyi kal okuyucu.