Biliyorsun ki nasıl olduğun umurumda değil ama bundan yaklaşık 7-8 yıl önce sosyal kimliğimi kabul ettirmek ve sağlamlaştırmak için gereksiz kibarlıklar yapmam gerektiğini öğrenmiştim, o "nasılsın" sorusu işte o öğretinin yansıması. Afiyetlerde ol emi.
Samimiyetime de inan, çünkü yüzünü görmediğim insanlara yalan söyleyemem.
...
between the devil and the deep blue sea |
Hayatım çok değişti diyebilirim. Ama değişim her zaman gelişimi mi getiriyor emin değilim.
Mesela 5 yıl önce gayet yavan bulabileceğim esprilere artık "pffft" şekilnde bir "gülücüklü homurdanma" gönderiyorum. Ve bunu sırf topluma (ya da etrafımdaki topluluğa) ters düşmemek için yapıyorum. Hayatın şöyle de bir gerçeği var ki, aksini söyleyeceğin halde onay vermek zorunda olduğunu hissettiğin için, onay verdiğin şeyler, belli bir zaman sonra (ki bu çok kısa bir zamandır) zorunluluk hissini duyumsamaksızın onaylayacağın şeylere dönüşüyorlar.
Şimdi soru şu, bir sorunu başka bir soruna çevirerek yaşamına katmak, yaşam alanından kovulmaktan daha iyi bir sonuç mudur?
Hayır diyenleriniz yalan söylüyor, kendinizden utanın.
...
Felsefik zırvalarımı bir kenara savurursak eğer inanın düştükleri yerden toz kaldırmazlar. O yüzden bol kahve için ve sık sık tuvalete gidin.
...
Hepimizin insan olduğu (zaman zaman bazılarının insanlıktan çıkıp evrimi zorladığı anlara şahit oluyor da olsak) ve kozmik kuzenler sayıldığı evrende, başka bir dünyamsı gezegen varsa ve sen sevgili kuzenciğim bunu biliyor da söylemiyorsan.... Bilmiyorum yine de dileyecek kötü bir düşüncem yok senin için.
...
Şu, kelimelerle zırvalarken ki kadar mutlu olduğum bir başka zamanı hatırlamıyor iken, neden yazmaktan vazgeçtiğimi sorgulamak yerine, yeni yayın oluştur butonuna gitsin hep imleç...
...
Okuyucu iyi kal.
ÇukurNotlar:
*başlık; The Shins vokali James Mercer'a ait olup, gurubun "Caring is Creepy" parçasında geçmektedir.
*fotoğraf; The Master filminden bir kare, "between the devil and the deep blue sea" deyimi ile ilgili arama yaparken rastladığım ve "cuk" oturmuş dediğim...
* bu günlerde; bunu dinliyorum, bunları okuyorum, bunu izliyorum ve bu tür işler peşindeyim.
1 yorum:
abi o imlecin o "yazıyı gönder" (ya da benzeri isimdeki buton) bağlantısına tıkladığı günleri çok özledim. yeni yazı linkine tıklamayalı çok zaman olmuştu ve bencil gibi sadece yeni yazı yazacağım zaman bakan bir insan oldum bu kendimi bulduğum aleme. ayıp ettim.
neyse.
yazını da beğendim. çok fazla katıldım. bu katılma seanslarının azlığına üzüldüm.
sevgiler, sevgili mimi..
Yorum Gönder