22 Aralık 2007

y. mevsimi...

Nefesimi yeteri kadar tutarsam görünmez olur muyum acaba?

Yalanlar söylüyorum sadece hep bu son diyerek. İçten içe kendimi mahvediyorum aslında yaşama aşıkken yaşamaktan vazgeçiyorum. Başkalarının acılarını kendimin kabul ederken kendi acılarımı kuytulara saklıyorum.

Daha da yaklaşırsan görürsün belki derimin altından çıkmak isteyenin yüzünü. Tanıdık gelir mi dersin? Onu da “benim kadar” severler mi acaba?

Bu sefer neden olduğum tüm kaosu sileceğime söz vererek başlamıştım güne. Sonuçta yenilerini ekledim hayatıma. “ama”larıma sarıldım “keşke” demedim hiç. Derin nefesler aldım başım deli gibi dönsün istedim.

Mutluyum yine de. Nasılsın sorusuna “iyi” cevabını vermeye alışalı çok oldu. Sorun değil. Yaşadım ve öğrendim diyeceğim soran olursa. “çünkü” demeyeceğim.

Acaba bu gece “kim” içime misafir olur ve kalır benimle sabaha kadar oturur?

1 yorum:

erdem dedi ki...

herkesten samimiyet beklerken bir blog sayfasına içimizi dökerek en büyük samimiyetsizliği yapıyoruz belkide.

Her Şey Yerli Yerinde

Babam öldü. (şekere bağlı kalp yetmezliği -covid nedenli- babam şeker gibi adamdı zaten) Yeğenim doğdu. (kendime teyze diyorum, hiç zorlanma...