21 Şubat 2010

Notlar.

Sevgili insanlar;

Hiç de mevsimlere falan benzemiyor insanlar. Mevsimler kıskanç değildir çünkü veya pişman olmazlar erkenden çiçek verdiği için ağaçlar. Doğayla hiç bir benzer yanı yok insanın. Savurup attığın çer çöp için deniz kabarıp çemkirmez sana hakkı olsa bile veya umursamadığın için çıkan yangında kül olan onlarca ağacın ruhu dadanmaz sana. İnsanın doğal olan hiç bir yanı yok. Doğup ölmesinden başka. Ne acı, yazık.

Sevgili elektronik ortam güncem;

Senden çok sıkılmış olduğum gerçeğini saklamak gibi bir amacım olmadığının farkındasın biliyorum, bir ihtimal belki aramızdaki ilişkiyi kurtarırız diye düşünüp görünümünde yenilikler yapmaya sevk ediyorsun beni ama olmuyor. Kangren olmuş bir ilişkiyi kurtarmaya çalışan orta yaşlı insanlara benziyoruz çoktan bitmiş bir heyecandan geriye kalmış başka kırıntı var mı diye obur güvercinler gibi eşeliyoruz toprağımızı ama sadece köklerimizi kanırtıyoruz.

Sevgili Mimi,

İyisindir umarım çünkü ne kadar saçma sapan yaşamlar sürsen bile hiç bir şey için üzülmeye değmiyor. Mesela fotoğraf makinenin bozulmuş olduğu ve yaptıracak paran olmadığı gerçeği seni üzmeliyken hiç üzmüyor. Aynı şekilde hayatının fırsatını kaçırmış olduğun fikri dönüyor son 2 aydır kafanın içinde ama ona da üzülmüyorsun. Bu yaz yapılacak festivallere gidemeyecek olmana da üzülmediğin gibi bu dönem okula gidemeyeceğin gerçeği de pek umurunda değil. Müstahaktır sana herşey be güzelim.

Bizimle Afrika'ya gel diyen haberci arkadaşlarınla Afrika'ya gidip Dünya Kupası'nı izlemek mi? Ondan da emin değilsin çünkü bırak Afrika'ya gitmeyi fotoğraf makineni yaptıracak kadar bile paran yok demiştim az evvel malumun. Yine de üzülmüyorsun ha?

Çalışman lazım yoksa annenler seni akıl hastanesine kapatacaklar. 1 ay boyunca evden çıkmayıp film izlemek ve kitap okumak delilik sayılıyor şu günlerde. Onlara da hak veriyorum.

Sevgili elektronik ortam güncem;

Ne seninle ne sensiz diye bir cümle var ya. Bence bu cümleyi bizim için söylemişler. Bütün iplerin benim elimdeyken bile senden ayrılamıyor olmam ne tür bir deli olduğumun gözler önüne serilmesi demek farkındayım.

Sevgili yarenim;

Olurda bu yaz bize gelemezsen eğer annemin geçekten hayatta olmadığına dair düşünceleri biraz daha gelişip, beni akıl hastalığıyla itham eden psikopatların eline koz verecek yeni bir veriye dönüşecek. Ayrıca küçük kız kardeşimin "bir üniversitede birlikte okuyalım abla" demesi her ne kadar onun benden ayrılmak istemediği anlamına gelse de benim çok uzun bir süredir aynı yerlerde takılıp kaldığımın farkında olmadan dillendirilmesi manasına geliyor sanki. Diyorum ki hadi ben asla maaşlı bir eleman olmayacak, evlenip çocuk çocuğa karışamayacak ve kitapları arasında yaşlanıp gidecek bir hayat öğrencisi olmaya devam edeceğim, sen de yanıma gelip bizimle takılır mısın ki?



Ve son olarak;

Kär B.

Kanske på något annat liv.

Fotoğraf: tristyn

Her Şey Yerli Yerinde

Babam öldü. (şekere bağlı kalp yetmezliği -covid nedenli- babam şeker gibi adamdı zaten) Yeğenim doğdu. (kendime teyze diyorum, hiç zorlanma...