12 Eylül 2008

Okula gidelim, gitmeyenleri zorla götürelim...

okuldaydım bugün, sabahtan...

son gün kayıt yeniledim sonunda. hiç de karışık değilmiş, yeni falan filan, değişti dediler bişi olmamış pek... ışıklar sensörlü olmuş, tuvaletler falan her yer değişmiş yenilenmiş, gıcır olmuş. bir sürü güzel tablo ve fotoğraflarla bezenmiş duvarlar, salonlara üstadların adı verilmiş,girişe çok güzel muazzam büyüklükte bir Atatürk portresi asılmış, (fotosunu çekip koyarım bir ara) çimler falan yenilenmiş, daha bir yeşil olmuş mekan, yeni amfilerin olduğu bina hala bitmemiş ama sene ortasında biter gibi, o da çok güzel görünüyor. yanımızdaki dişçilik fakültesinin kahverengili grili binası bizim çingiş pembe binamızın yanında sönük kalmış, daha sıcak bir etki bırakıyor bizim bina yani..(çingiş pembesi bak harbi, ya da ben renkleri pek seçemiyorum, olabilir hatalıysam kabulüm.)

derslikler falan boyanmış aydınlatılmış, kapılardan duvarlara kadar herşey yenilenmiş. kat numaralı bile afilli olmuş. sinema salonuna ve atölyelere bakmadım üşendim aşağı katlara inmeye (tüü bana) bir ara onlara da bakacağım, danışman hocam çok kafa adam ayrıca, not ortalamama bakıp, "süpermiş YAHU" dedi. o yahu deyişiyle gönlümü feth etti. "bu sene derslere gelecek misin?" diye sordu, baya imza eksiğim var tabi dikkatini çekmemesi mümkün değildi, "geleyim mi sizce?" diye soruyla cevap verdim, "gel arada yahu, eğlenceli olcak bu sene" dedi, beni benden aldı :D bir de yeni bir öğrenci işleri görevlisi almışlar sanırım, dekont vermeye gittiğim zaman "sizde mi birinci sınıfsınız" dedi, "yok 3." deyince kafasını kaldırıp baktı, çok genç göründüğümü ima etti o da beni benden aldı :D (ee tabi bizim okulda 78'li arkadaşlar da var o da haklı benden önce kim uğradı ona kim bilir, lan sen miydin cakabo itiraf et ehuhehehe)edit: binayı da boyamışlar haftasonu, çingiş pembe değil artık:(

kantindeki müzik kutusu hala iğreç bir playliste sahip, ona da bir el atmak lazım aslında... sonra sanki okulun yeni hali insanları daha mutlu etmiş, yıldızımın hiç barışmadığı bir bayan hocamla merhabalaştım falan, kadın gülümsedi bana afalladım, "nasıl hatırladı lan, derslerini de takip etmedim ki" diye paranoya falan yaşadım, bu kadın beni kime benzetti diyerekten. 1. sınıflara da hayran kaldım, bizim okulda herkes kendi işini kendi yaparken bunlar sudan çıkmış balık misali birilerine bişiler sorma peşindeler, yavrulara üzüldüm bir an allahtan daha tek tük kişiler var da ilgilenen çıkıyor yine. okul bi açılsın o zaman şaşıp kalacak onlar. ilginç ama küçük bir kampüs olmamıza rağmen çok kopuk okuyan insanlarız. bölümlerle alakalı olsa gerek, herkesin 1'den fazla işi olduğu için koşturmakla geçiyor günü, öyle oturup geyik muhabbetlerine pek vakit olmuyor. o yüzden de öyle kocaman sıcak bir arkadaş ortamı kuramıyoruz. derslerde prof.u bilgisiyle döven, alt eden arkadaşlarımızı en fazla "yürü be koçum, sana katılıyorum arkadaşım, soldan saldır gardı düştü hanunaa" şeklinde destekleyip, ders sonrasında o kişiye ne olduğuyla pek ilgilenmiyoruz,fakültenin genel durumu bu. (gerçi ben pek bilmiyorum bu işleri, geçen dönem 4-5 derse mi ne girdim -tüüüü utanmaz- evet) he sıcacık kanka ortamında muhabbete saran öğrenciler de vardır tabi, onlar da halkla ilişkilerde okuyan dostlardır, selamlar burdan... sizi gidi sizi...

okul güzel olmuş işte, görüntü olarak, ferah mekanlarda takılmayı seviyorum, okula giderim sanırım bu sene, yalan olmasın ama bilemeyeceğim iş durumlarına da bağlı biraz... bir de ev olayı var yahu, çok işim var benim evde, temizlik yapıcam önce, sonra yemek, normal normal insanlaştım gibi, haydi hayırlısı diyorum, görüşürüz...

4 yorum:

Phaedrus dedi ki...

lise değil mi lan bizim okul yine aynı apaynı =/ hatta yeni gelenler de pek bi bilmiş, şımarık bizim bi alt dönemden beterler hey gidi hey biz böylemiydik dedim geçende. yenilik ferahlık iyidir hoş olmuş okulunuz. bi sene daha kal lan okulda iyice suyunu çıkar. artık terlikle kovaladıkları zaman mezun olursun eheheh

Kriptograf dedi ki...

yazıyı sanki historical holiday yaparken öndeki kafileden kopmak istemeyen ama orada taşın altında tabelada eserle ilgili açıklamayı okuması gereken biriymiş gibi okudum. Hani okuyup geçeyim der gibi başladım ama gerçekten çok keyifliydi.
tebrik eder okulu fazla aksatmamanızı dilerim,zira bir an önce taze kana ihtiyaç vardır iletişim sektöründe. Hoş her sektörde var ama... :)

Böcek dedi ki...

iletişim sektörü kan ağlıyo öle bişi yoq :)

mimi wonka dedi ki...

Okula düzenli gidiyorum cakabo, ilginç bir gelişme mi dersin buna Turşucuğum, yoksa yanlış bir değişme mi?

Sayın kriptograf, teşekkür ederim sonuna kadar okuduğun için, iletişim sektöründe taze kana ihtiyaç var tabi, de ben anemiğim sanırım, bilemeyeceğim... Bana bol bol kuru üzüm ve şarap göndersinler!!!

İletişim sektörü diyorsunuz da ben anlamıyorum açıkcası, iletişemeyen iletişimcilerden oluşan bir sektör mü olurmuş canım Cicim...
(Cicim süper bi nick yahu, kafiye çağrışımlarından haraşo öreceğim )

Her Şey Yerli Yerinde

Babam öldü. (şekere bağlı kalp yetmezliği -covid nedenli- babam şeker gibi adamdı zaten) Yeğenim doğdu. (kendime teyze diyorum, hiç zorlanma...